Vazgeçemediğinden Vazgeçebilir misin ?
İnsan kayıplarıyla olgunlaşıyor. Anne karnından başlıyor kayıplarımız çıktığımız an tüm ihtiyaçlarımızın tek karşıyıcısı anne rahmini kaybediyoruz. Yaş ilerledikçe çocukluğumuzu, sorumsuzluğumuzu ve de yavaş yavaş sevdiklerimizi ve değer verdiklerimizi kaybediyoruz..
Kayıplar bize büyük, küçük acı verir. Ancak kayıbın hayatımızdaki yerini anlamak ve onu sembolleştirmek bizi olgunlaştırır. Kayıpsız hayat yok. Hayat her zaman doğrudan kayıplar sunmaz bize, bir yakınımızı kaybetmeyiz ya da uzaklara göçmez, bazen olgunlaşmak için bizim kendimize yaşatmamız gerekir bu kayıpları . Buna da vazgeçmek denir.
Hayatımızda vazgeçemediklerimizden nasıl vazgeçebiliriz ?
1. Olmadığın bir kişi olmaya çalışmaktan vazgeçmek
Olmak istediğimiz kişi, geçmişte olduğumuz kişi ve şu anda olduğumuz kişi birbiriyle örtüşmeyebilir. Bunun farkına varmak bizi örseleyebilir ve kafamızı karıştırabilir. Ancak, sırf çevremizdekiler mutlu olsun diye kendi içimize sinmeyen bir kişi olmak sizi hayat boyu örseler ,gelişim için değişin başkalarını mutlu etmek için degil.
2. Geçmişte olan biteni kafaya takmaktan vazgeçmek.
Kendinize ‘yaşayabileceğiniz ama yaşayamadığınız hayat’a dair kızmaktan vazgeçmektir bu. Keşke yurt dışında çalışsaydım, Hollanda’da yaşasaydım, keşke şu olmasaydı, keşke başka bir şehirde doğsaydım.. Herkesin kendine özgü bir hikayesi olduğunu ve bu özgün hikayenin en zengin yanlarının detaylarında saklı, biz böyleyiz ve artık maziyi değiştirmenin imkanı yok..
3. Çevrenizdeki negatifliğin bir parçası olmaktan vazgeçmek
Her gün hayatın zorlukları karşısında anlayışlı bir tutum sergilemek yerine, bundan şikayet eden insanların arasında bulunuyoruz. Ve bu şikayet zinciri bizim kendi hayatımıza bakışımızı da çok kötü etkiliyor. Çevrenizde her zaman durumundan şikayet edecek insanlar olacak, ancak onların sarmalına biz kapılmak zorunda değiliz.
Ne kadar ilginçtir ki; hayata en ‘pozitif’ bakmaya çalışan insanlar, onun yenilgileri karşısında en çok negatif hisse ve söze sahip insanlardır.
4. Başkalarının yargılarının sizi kontrol etmesine izin vermemek
Ardaşlar özetini bilseler dahi tüm hikayemizi biliyor değil. Ne iş yaptığımızı duydular, ama nelerden geçtiğimizi bilmiyorlar. O yüzden onların fikirlerinin bizi ele geçirmesine izin vermemeliyiz.
Önemli olan başkalarının ne düşündüğü değil, bizim için önemli olanın ne olduğu. Bazen sadece kendiniz için doğru olanı yapıp, başkalarının doğrularına kulak asmamalıyız.
5. Zehirli ilişkilerin aşağı çekmesine izin vermemek
Zehirli ilişkiler sadece bize zarar verecek insanlardan gelmez aslında . Bizim tamamen iyi niyetimizi düşünen, çok sevdiğimiz, değer verdiğimiz su gibi akan insanlarla ilişkilerimiz de bazen bizi bir sarmaşığın sardığı gibi sarar, hareket etmemizi engeller.
Biz hayatımıza belli bir yön vermek isterken sarmaşığın uzantıları ayağımıza takılır.. Bu zehirli ilişkileri tamamen hayatımızdan belki çıkaramayız, ancak zihnimizde onların zararlı etkilerini anlayarak kendi panzehrimizi üretebiliriz.Çünkü kendi zehrinin panzehirini en iyi kendin üretirsin. Su’yun nehir gibi akması yerine donması gibi..