Karmaşıklığa Yatkınlık
“Kâinat yaklaşık on beş milyar yıl önce büyük bir sadelik içinde kuruldu ve o zamandan bu yana gün geçtikçe karmaşıklaşıyor. basitten karmaşıklığa doğru olan bu hareket kâinatın yapısında var ve buna karmaşıklığa yatkınlık denir. Bizler bu karmaşıklığın ürünleriyiz, kuşlar, arılar, ağaçlar, yıldızlar hatta galaksiler bile.”
Shantaram kitabında “Kaos”tan “Entropi”den yani “Düzensizlik”ten aynen böyle bahseder, kaos süprizlerle doludur, çünkü öngörülemez. Kaos bize belkemediğimiz şeyleri beklememizi öğretti.
Geleneksel bilimlerin çoğu yerçekimi, elektrik veya kimyasal reaksiyonlar gibi öngörülebilir olaylarla ilgilenirken, Kaos Teorisi türbülans, hava durumu, borsa, beyin gibi etkili bir şekilde öngörülebilir veya kontrol edilemeyen lineer olmayan şeyleri ele almış.
Bu fenomen genellikle doğanın sonsuz karmaşıklığını yakalayan fraktal matematik ile tanımlanır. Birçok doğal cisim manzara, bulutlar, ağaçlar, organlar, su, nehirler vb. Gibi fraktal özelliklere sahiptir ve yaşadığımız sistemlerin çoğunda karmaşık ve kaotik davranışlar sergilenir. Dünyamızın kaotik, fraktal yapısını tanımak bize yeni bir içgörü, güç ve bilgelik verebilir. Örneğin, atmosferin karmaşık ve kaotik dinamiklerini anlamak suretiyle, bir balon pilotu bir balonu “istenilen yere” yönlendirebiliyor. Ekosistemlerimizin,birbirine bağlı olduğunu anlayarak, milletler olarak sonuçta uzun vadeli refahımızı olumsuz etkileyen eylemlerden kaçınmayı umabiliriz, su ve gök kubbenin kaotik bağlılığını düşünerek kişisel sistemlerimizin de “butterfly efect” gibi birbirine bağlı ve bu da karmaşılığa yatkın.
Şantaram kitabında ise karmaşıklığa giden her şeyin doğru tersinin yanlış olduğunu ifade eder, adam öldürmek popilasyonu azaltacağı ve karmaşıklığı da azaltacığı için yanlıştır bunun tersi olan doğum ve aşk vs doğanın karmaşıklığına katkıda bulunacağı için doğrudur..
Kaos Teorisi ( Kuramı) : Kaos kuramı, kaos teorisi veya kargaşa kuramı; yapısal olarak bir fizik teorisi ya da matematiksel bir tümevarım değil, fiziksel gerçeklik parçalarının bir bütün olarak eğilimini açıklamaya yarayan bir yöntemdir.